Sayfalar

27 Mart 2013 Çarşamba


Otobüste yanımda oturan kız arkadaşını aradı. Doğum günü için arkadaşına  beşiktaş forması almış. Yarın da stada gidip futbolculara imzalatacakmış. 

Kimisi tuttuğu takıma gönülden bağlıdır, forma hediye edersin onun için hayatının hediyesi olur. Kimisi tarih çok sever eskiyi andıran bir bardak takımı alırsın. Kimisi pahalı seyleri sever, servet değerinde takı alırsın. Kimisi sadece ufacık bir şey sever...

Sahi, benim almayı en çok istediğim şey ne? Birisi beni çok sevindirmek, hiç unutmayacağım bir hediye vermek istese bunun ne olmasını isterim? Ya da beni en çok ne sevindirir?

Ya da kendime ne alsam gerçekten çok sevinir, baş üstünde saklarım? En çok hangi nesneye değer veriyorum? 

Bilmiyorum. Çok düşündüm ama sonuç yok. Zaten bana hediye alan da yok. Kasmayım bari kendimi.

Egolulaştıramadıklarımızdanmısınız?

Herkes her şeyin en iyisini biliyor değil mi? Herkesin her lafa, her olaya, her duruma, her konuya verebileceği cevabı var. Herkes alim, herkes yetenekli, herkes her şeyi yapabilir değil mi? Ve herkes herkesten üstün maşallah, değil mi? Herkesin sadece kendi açısından gördüğü, herkesin kendi açısından düşündüğü doğru olan. Herkes, herkes, herkes... Sonra da diyorlar ki niye herkesten kaçıyorsun, niye bu kadar içine kapanıksın.

Niye mi? Çünkü herkesin birbirine garezi var. Çünkü herkes hiçbir şeyi beğenmiyor. Çünkü herkes diğerine hayatı çekilmez yapıyor. Eeeğ, yeter be egomuza da bize de! İnsanız diye burnumuz büyümüş. Kuluz yahu hepimiz işte, aynı yaratanın yaratılanıyız.

Egomuz öyle büyüdü ki, toplumsal sorunumuz oldu. Birbirimizden kopuyoruz. Kimse kimseyi dinlemiyor, anlamıyor, anlamaya çalışmıyor. Hepimiz kendi dünyamızı yaşıyoruz. Hepimiz bir şeylere önyargılı davranıyoruz ve kendi doğrumuzu inadına devam ettiriyoruz. Karşımızdakinin de bizim gibi insan olduğunu unutuyoruz. Yunus Emre'nin öğüdünü unutuyoruz.

Hani biz yaratılanı yaratandan ötürü severdik? Hani biz yaratılanı yaratandan ötürü kollar, gözetir, yardım ederdik? Ne ara böyle olduk?

Yoo, gayet sakinim.